top of page
Ara


Sosyal fobinin olgularından biri de sosyal ortamlarda başkaları tarafından incelenme / değerlendirilme / eleştirile korkusudur. Bu 11 soruluk test de başkaları tarafından değerlendirilmek konusunda ne kadar kaygılı olduğunuzu ölçüyor.




Sosyal anksiyete nedir?


Sosyal anksiyete olarak da bilinen sosyal fobiyi, sosyal ortamlarda, performans gerektiren durumlarda veya yabancı insanlar önünde ortaya çıkan belirgin ve inatçı korku olarak tanımlayabiliriz.


Dünya Sağlık Örgütü ise, göreceli olarak küçük gruplarda diğer insanlar tarafından incelenme korkusu olarak tanımlıyor.


Sosyal fobi yaşayan bireyler, başka insanlar önünde olumsuz değerlendirilip aşağılanacağı, rezil olacağı konusunda aşırı ve sürekli bir korku duyarlar. Herkesin içinde performans gerektiren durumlarda (topluluk önünde konuşma vb.) diğer insanların kendilerinden çok yüksek standartta performans beklentisi içinde olduklarına inanırlar.

Bu inanç, yetenekleri ve performansı konusunda kendisiyle ilgili şüpheleri olan sosyal fobik bireyde başarılı olamayacağı ve diğer insanların da onu olumsuz olarak değerlendirecekleri ya da reddedecekleri biçiminde bir düşünceye neden olur.

Bu nedenle olumsuz değerlendirmelere ya da reddedilmeye maruz kalmamak için sosyal ortamlardan ve sosyal performans gerektiren durumlardan kaçınma veya güvenlik sağlayıcı davranışlar arama çabasına girer.


Peki nelerdir bu kaçınma davranışları:


- göz kontağı kurmamak

- başkalarının dikkatini çekmeyecek şekilde davranmak

- telefonla ilgilenmek

- bir şeyler okuyor gibi yapmak

- başkasıyla konuşuyor gibi yapmak sayılabilir.


Sosyal fobik birey, zorunlu olarak bu durumlara maruz kaldığında ise titreme, terleme, kalp çarpıntısı ve kızarma, yutkunma güçlüğü, nefes almada güçlük gibi belirtiler ortaya çıkabilir.


Alıntılar: B. Çetin, T. Doğan, F. Sapmaz - Olumsuz Değerlendirilme Korkusu Ölçeği Kısa Formu’nun Türkçe Uyarlaması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması






SOSYAL ANKSİYETE HAKKINDAKİ KİTAPLAR


Sosyal anksiyete ve değerlendirilme endişesi hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz size önerebileceğim bazı kitaplar var:


  • Ahmet Koyuncu - Utangaçlık, Çekingenlik ve Sosyal Fobi

  • Yıldız Burkovik - Sosyal Fobi - Görünen ve Görünmeyen Yönleri

  • Ronald Rapee - Kaygılı Çocuğa Yardım

  • Cathy Creswell , Lucy Willetts - Çocuğunuzun Utangaçlığı ve Sosyal Fobisiyle Baş etmek

  • Guy Winch - Duygusal İlkyardım

  • Eugenio Borgna - Şu Bizim Kırılganlığımız




Sosyal fobi ve değerlendirilme endişesi üzerine yazdığım bazı yazılar da bulunuyor. Başlıklarına tıklayıp yazıyı okuyabilirsiniz.



"Endişe veya korku duyan bir insanı hayal ettiğimizde genellikle ortamda onu endişeye sürükleyen bir nesne (örneğin yılan, böcek), bir olay (sunum, iş görüşmesi) ya da bir konu (iklim değişikliği, bulaşıcı hastalıklar) olduğunu da varsayarız. Birçoğumuz için endişe, ortamda bulunan dış kaynaklı bir duruma verdiğimiz içsel bir tepkidir.

Ancak birçok kişi için bu doğru değil. Anksiyete bozukluklarına sahip birçok kişi nesnelerden, olaylardan ve konulardan ziyade anksiyetenin kendi bedeninde yaratacağı değişimlerden korkuyor."



"Hataları düşünmek bizi amacımıza pek ulaştırmaz. Aksine, hissettiğimiz acıya daha çok acı katar. Gereksiz yere kendimizi suçlamak, zaten sarsılmış benlik algımızı ezer geçer. Reddedilmek zaten içimizde büyük yara açmıştır. Yaramıza tuz basmaya , yere kapaklanmışken kendi kendimize bir tekme daha atmaya gerek yok. "



"Çekingenlik, kırılgan, son derece kırılgan bir hayat biçimidir ve kolaylıkla kırılır: Sadece hareketler değil, edilmemiş bir tebessüm, verilmemiş bir selam ve özellikle de sözcükler, ruhsuz ve çorak sözcükler de çekingenliği yaralar ve hırpalar. Yara ve zarar almış çekingenlikten geriye ne kalır?"

Zaman zaman hiç onarılmayan ve yarası kapanmayan yıldız kalıntıları, kanayan kıymıklar kalır.



Sosyal fobi ve değerlendirilme endişesi hakkında yazdığım daha fazla yazı için kitabımı ücretsiz indirebilirsiniz.




Sosyal anksieyete konusunda sorun yaşadığını düşünen arkadaşlarım eğer Instagram'dan benimle iletişime geçerlerse, kendilerine yararlı gördüğüm bir rehberin pdf halini gönderebilirim.


Eğer mesaja başlamak konusunda sıkıntı yaşıyorsanız, şu cümleyi (elbette kendi email adresinizle) kopyalayıp yapıştırabilirsiniz.


"Merhaba, rehberi (email adresime) gönderirseniz sevinirim."


Huzurlu günler dilerim,

Huzursuz Beyin.



Reddedilme endişemiz yüzünden çevremizdekilerden uzaklaşmaya ne kadar yatkın olduğumuzu ölçen 7 soruluk test.




Kedi neden ulaşamadığı ciğere murdar der?


Muhtemelen çocukluk çağında fazlaca eleştirilmiş ve suçlanmıştır. Onu eleştirenler belki iyiliğini düşünmüşler, ancak nörobiyolojiden bihaber oldukları için, prefrontal korteksi henüz gelişmeyen bir çocuğun “eleştiri” ile “reddedilme” arasındaki farkı anlayamayacağını hesaba katmamışlardır.


Sevdikleri tarafından reddedilmek çocuğu çaresiz bırakır. Bu nedenle eleştirileri, özeleştiriye çevirir.


Çünkü bilir ki; kendi canımızı sürekli acıtmak, sevdiklerimiz tarafından gelen beklenmedik acılardan yeğdir.


Ama yaşadığı çaresizlik duygusunu unutmaz. O artık bir kuytuda sinsice beklemektedir.


Zaman geçer, kedi büyür. Büyüdükçe, eleştirilerden korunmak için eleştirene benzemeye başlar. Mantıklı değil mi? Benden güçlü bir kedi beni eleştiriyorsa, ben de onun aynısı olurum; beni eleştirecek bir şey bulamaz.


Böylelikle ergenliğe girdiğinde hem kendisini hem de çevresini eleştirmeye başlar. Yetişkinliğe geldiğinde özeleştiri artık tamamen katmanlaşıp onun bir parçası olmuştur bile.


Biz sadece kedinin dışarıya dönük bitmek bilmez eleştirilerini duyarız. Kalbi tırmık iziyle doludur.


Duyduğu her eleştiri ona reddedilişi ve kuytuda bekleyen çaresizlik duygusunu anımsatır. Bu nedenle reddedilmeden reddetmek ister. Çünkü büyük ozan Leonard Cohen boşuna dememiştir: “aşktan öğrendiğim tek şey vurabilmek oldu benden önce silahın çekeni.”


Kedi ulaşamadığı ciğere murdar demek zorunda hisseder. Sevdiği, istediği, arzuladığı her şeyi biraz değersizleştirmek ister ki yokluğunda kendi değersizliğiyle baş başa kalmasın.

Eğer bir gün kendinizi sürekli, bitmek bilmeyen, ağır ve haksız bir eleştiri fırtınasının ortasında bulursanız, değersiz hissetmeden önce lütfen bizim kediyi ve Oscar Wilde’ın şu sözünü hatırlayın:


“Eleştiri en güvenilir otobiyografidir.”


Bazen duyduğumuz eleştiriler, çaresizlik uçurumunun kenarında yaşamaya mahkum olmuş bir kalbin dışarıya yankılanan tırmık izleridir.





REDDEDİLME ENDİŞESİ HAKKINDAKİ KİTAPLAR


Reddedilme endişesi hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz size önerebileceğim bazı kitaplar var:


Guy Winch - Duygusal İlkyardım

Dennis Greenberger - Evinizdeki Terapist

Albert Ellis - Akılcı Yaşam Kılavuzu

Rollo May - Güç ve Masumiyet

Engin Geçtan - İnsan Olmak

Alfred Adler - İnsan Tabiatını Tanıma



Reddedilme korkusu ve narsisizm üzerine yazdığım bazı yazılar da bulunuyor. Başlıklarına tıklayıp yazıyı okuyabilirsiniz.



Reddedilme ve narsisizm hakkında yazdığım daha fazla yazı için kitabımı ücretsiz indirebilirsiniz.







Huzurlu günler dilerim,

Huzursuz Beyin.




Özsaygımızı beslemek için çevremizdeki insanların bize yönelik duygu, düşünce ve davranışlarına ne kadar duyarlı olduğumuzu ölçen 12 soruluk test.




Özsaygı, toplumsal olarak da değerli bir özelliktir; çevremizde özsaygısı yüksek insanları görmek isteriz. Birçok araştırmaya göre, özsaygısı yüksek insanlarla tanıştığımızda onları daha olumlu görüyoruz.


Ancak çoğunlukla özsaygı ile narsisizmi birbirine karıştırıyoruz.


Bunun nedeni şu, narsist kişiler de özsaygısı yüksek insanlar gibi davranıyorlar.


Peki arasındaki fark ne?


Benliğimize sağlıklı bir şekilde saygı duyduğumuzda, kendimizi değerli hisseder ve yetkinliğimize inanırız; başkalarıyla samimi, anlamlı bağlantılar ararız. Ama, önemli bir fark; kendimizi başkalarından üstün görmeyiz.


Bunun aksine; yüksek özsaygısı olan bir insanmış gibi davranan narsistin, aslında düşük özsaygısı olabilir. Yine de diğerlerinden üstün olduğuna inanır. Hayatında eşitlik diye bir anlayışın yeri yoktur; diğerleri ondan ya üstündür ya da aşağıdadır.


Özsaygılarını nasıl besledikleri konusunda ise büyüklenmeci narsistler ve kırılgan narsistler farklılaşır.


Kırılgan narsisizm ve büyüklenmeci narsisizm arasındaki farkları incelediğim bir yazıda; özsaygının kaynağı hakkında şöyle yazmıştım:


“Büyüklenmeci narsistler kendileriyle ilgili olumlu verileri filtrelemeleri ve olumsuz verileri görmezden gelmeleri sayesinde özsaygılarını güçlü kılarlar. Bu nedenle nispeten daha mutludurlar.


Kırılgan narsistlerin ise, içe dönüklükleri ve olumsuz verilere yönelik hassasiyetleri nedeniyle genel anlamda mutluluk düzeyleri düşüktür. Sürekli onaylanma ihtiyaçları özsaygılarını dalgalı yapar. Depresyona kapılma eğilimleri daha yüksektir.”


Yani büyüklenmeci narsistler, özsaygılarını beslerken, çevresindeki insanların kendilerine yönelik olumsuz duygu ve düşüncelerine duyarlı olmazlar.


Ancak kırılgan narsistler, çevresindeki insanların sözlerine ve davranışlarına karşı aşırı duyarlıdırlar. Sürekli sevilmek, saygı duyulmak, fark edilmek ve onaylanmak talebiyle yaşarlar.


Bazı araştırmacılara göre bu koşullu özsaygı, çocukluğumuz sırasında ebeveynlerimizin bize yönelik yaklaşımları sonucu ortaya çıkar. Sadece başardıkları ve hak ettikleri konularda övülen çocuklar özsaygı geliştirirken, yoğun baskı hisseden veya başarılı hissetmedikleri konularda övülen çocuklar koşullu özsaygı geliştirmeye daha meyilli olurlar.


Nasıl ki her özgüveni yüksek kişi narsist değilse, özsaygısı çevresindeki insanlara göre dalgalanan her insan da kırılgan narsist değildir.


Narsisizmin en ayırıcı özelliği, kendimizi diğer insanlardan üstün görüp görmediğimizdir.





ÖZSAYGI VE NARSİSİZM HAKKINDAKİ KİTAPLAR


Özsaygı hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz size önerebileceğim bazı kitaplar var:


Guy Winch - Duygusal İlkyardım

Dennis Greenberger - Evinizdeki Terapist

Albert Ellis - Akılcı Yaşam Kılavuzu

Pascale Chapaux-Morelli - İkili İlişkilerde Duygusal Manipülasyon

Karen Horney -Çağımızın Nevrotik Kişiliği

Engin Geçtan - İnsan Olmak

Alfred Adler - İnsan Tabiatını Tanıma



Özsaygı ve narsisizm üzerine yazdığım bazı yazılar da bulunuyor. Başlıklarına tıklayıp yazıyı okuyabilirsiniz.




Özsaygı ve narsisizm hakkında yazdığım daha fazla yazı için kitabımı ücretsiz indirebilirsiniz.






Huzurlu günler dilerim,

Huzursuz Beyin.


30.000 üyeli haftalık Huzursuz Bülten'e ücretsiz abone olabilirsin:

Teşekkürler.

HUZURSUZ BEYİN

  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn
bottom of page