"Herkesin, belirli bir noktada, davranışı üzerindeki kontrolü kaybetmiş hissedeceğini, ama aslında, insanların genellikle kayda değer bir kontrolü muhafaza ettiklerini akılda tutmakta yarar vardır."
- Christine Purdon, Takıntılarla Başa Çıkma
OKB, obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan bir ruhsal hastalıktır.
Obsesyon, kişinin zihnine girmesine engel olamadığı, zihninden uzaklaştıramadığı düşünce, fikir ve dürtülerdir. Kişinin isteği dışında gelirler, kişi tarafından mantıkdışı olarak değerlendirilirler ve yoğun sıkıntı ve huzursuzluğa yani anksiyeteye neden olurlar.
Kompulsiyon ise; obsesyonların neden olduğu yoğun sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da ortadan kaldırmak üzere yapılan yineleyici davranış ve zihinsel eylemlerdir.
Hepimiz bazen, bazı takıntı ve zorlantılarımızdan ötürü acı çekeriz. Ancak obsesif-kompulsif bozukluk toplumun %1 veya 2'sinde görülür.
Türk Psikiyatri Derneği'ne göre obsesyon türleri şunlardır:
- Bulaşma Obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu
- Kuşku obsesyonu ve kontrol kompulsiyonu
- Cinsel içerikli obsesyonlar
- Dini içerikli obsesyonlar
- Simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları
- Dokunma kompulsiyonları
- Sayma kompulsiyonları
- Biriktirme ve saklama kompulsiyonları
- Batıl itikatlar, uğurlu, uğursuz sayılar ve renkler
Takıntılar hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz size önerebileceğim bazı kitaplar var:
Christine Purdon, David A. Clark - Takıntılarla Başa Çıkma
Sally Winston, Martin Seif - Saplantılı Düşüncelerden Kurtulmak
David Adam - Duramayan Adam
Jonathon S. Abramowitz - OKB'yi Yenmek
Takıntılar hakkında yazdığım bazı yazılar da bulunuyor. Başlıklarına tıklayıp yazıyı okuyabilirsiniz.
- Dört obsesif-kompulsif bozukluk öyküsü (masumlar apartmanı #2)
"Tanı kitabına göre, diğer semptomların yanı sıra, takıntılı düşünceler ve zorlantılı eylemlerle günde bir saatten uzun süre savaşan insanlar OKB sayılıyor. Ortalamada ise bunu yoğun yaşayan kişiler, günde altı saat takıntılı düşüncelerle (dizi örneğinde “ya mikrop kaparsam” düşüncesiyle), dört saat ise zorlantılı davranışlarla (dizi örneğinde temizlik faaliyetleriyle) geçiriyor.
Neredeyse bütün bir günü savaşarak geçiriyorlar yani."
- Normal" takıntılar (masumlar apartmanı projesi #4)
"Bilim insanlarına göre en sık karşılaşılan “normal” takıntılar:
- Masum insanlara zarar verme dürtüsü
- Dini mekanlarda müstehcence bağırma dürtüsü
- Doğru bulunmayan cinsel ilişki düşünceleri
- Arabayı yayaların üzerine sürme düşüncesi
- Ebeveynlerin ölü hallerinin görüntüsü
- Dua ederken cinsel düşüncelerin akla gelmesi
- Bir buluşmada huzuru kaçıracak bir şeyler söyleme dürtüsü
- Bir hayvana saldırma dürtüsü
- Dinsel bir figürle cinsel ilişki düşüncesi"
-İstifçilik hakkında genel bilgiler -(masumlar apartmanı #5)
"Kompulsif istiflemede, istifleyen kişiler nesneleri yerleştirmede düzensizdirler. Çok nadir bir durum olarak biriktirdikleri nesneleri sergileme ihtiyacı duyarlar ve genellikle içlerinde bulundukları durumdan utanç duyarlar.
Koleksiyon olarak biriktiren insanlar ise nesneleri düzenli bir şekilde organize ederler. Biriktirdikleri nesnelerden oluşan koleksiyonlarını gururla göstermekten hoşlanırlar."
- Aşırı Düşünmenin 8 Belirtisi
"OCB konusunda uzman bir profesör olan David Clark, kendimize şu 8 soruyu sorarak aşırı düşünen birisi olup olmayacağımızı anlayabileceğimizi söylüyor:
a. Herhangi bir anda ne düşündüğünün kolayca farkına varabiliyor musun?
b. Neden bazı düşüncelere kapıldığını sık sık sorguluyor musun?
c. Düşüncelerinin altında sık sık derin veya kişisel anlamlar arıyor musun?
d. Özellikle üzgün hissettiğinde, ne düşündüğüne odaklanmaya çalışıyor musun?
e. Düşüncelerin üzerinde katı bir kontrole sahip olmanın önemli olduğunu düşünüyor musun?
f. İstenmeyen, spontane gelişmiş düşüncelere karşı hoşgörün düşük mü?
g. Sık sık kendini düşüncelerinle mücadele ederken buluyor musun?
h. Nasıl düşündüğünü anlamak senin için güçlü bir ihtiyaç mı?"
Takıntılar ve zorlantılar hakkında yazdığım daha fazla yazı için kitabımı ücretsiz indirebilirsiniz.
Takıntılarımızla mücadele ederken unutmamız gereken birinci kural; panik yapmamamız. Çünkü düşünceler, onlarla savaşırken kullandığımız enerjiyi kullanarak daha da güçlenirler. Bu nedenle ilgimizden beslenen internet trollerine benzerler.
İkinci kural ise düşüncelerimiz bizim kişiliğimizi temsil etmezler. Çünkü biz istemediğimiz halde de peydahlanabilirler.
Bizi temsil eden, seçimlerimiz ve eylemlerimizdir.
Huzurlu günler dilerim,
Huzursuz Beyin.