top of page

Haftalık Psikoloji Bülteni'ne üye ol

Teşekkürler.

HUZURSUZ EMOŞ.jpg

Normal İnsanlar: Romantik ilişkiler ve pişmanlıklar



Bu haftanın normal insanlar konusu " romantik ilişkinizde pişman olduğunuz bir davranış" idi. Katılan bütün yazar arkadaşlarıma saygılarımı sunuyor, emeklerine sağlık diyorum.




HAFTANIN YAZILARI


  • Başka Birine Aşık Oldum – Edward Bloom

  • Rus Ruleti – Rojda Aksoy

  • Kulaçlarımla Suyun Canı Yanar Mıydı – Tuğçe Eser

  • Arzunun o Belirsiz Nesnesi – Canderel

  • Bunu Yapan Ben Miyim – Matruşka

  • Cennet Cehennem – Sınırda

  • Konuşanlar – Ayşe Çetinkaya

  • Eski Kaşar – Karahindiba

  • Dünyanın Merkezi – Gorila Voladora

  • Kutsal Bir Yalnızlık - San

  • Kirpi – Nehir Niş

  • Bütün Kadınlarıma – Mehmet Can Kaya

  • Keşke – Coggywriter

  • Büyü – Gül

  • Hem Evet Hem Hayır – Bir Başka Dünyadaki

  • Kırmızı Kalemle Yazılmış Not – Dalgın Canbaz

  • Mantık Cezası – Saturnuslog

  • Pişmanlık Mı Tecrübe Mi – Msy

  • Yangın Yeri – Gülçin Karabulut

  • Bağımlılık – Yorgun Kafa Olmayan Kalp

  • Pişmanlık Mı Öğreti Mi – Ayşe Menekşe

  • Beklenti – Melike Yılmaz

  • Su Götürmez Bir Gerçek - Mon cher

  • Keşkelerle Dönmüyor Dünya - İgiem





 

BAŞKA BİRİNE AŞIK OLDUM

- Edward bloom -


Yaklaşık üç yıl olmuştu birlikteliğimiz başlayalı. Yumuşak iniş çıkışlarla ilerlemeyen, başlarda duygusal yoğunluğun en abartılı şekilde yaşandığı, gözlerin dış dünyaya tamamen kapandığı her -haydi çoğu diyelim- ilişki gibi zirveyi çabuk görmüş ve hızlı bir şekilde inişe geçmeye başlamıştı. Zor olansa inişe tek başıma geçiyor olmamdı. O hâlâ zirvedeydi ve ona orada yalnız olduğunu hissettirmemek için yorucu bir rol üstlenmiştim; aşıktım ve mutluydum. Ve rolü herhangi bir mecburiyetim olmadığı halde onu üzmemek için oynuyordum. Bırakırsam yere çakılırdı. (Bu düşüncem kibirimden değil; her fırsatta bana hatırlatılmasından kaynaklanıyordu)


Başta şımartan ilgisi boğmaya, değerli hissettiren kıskançlıkları bunaltmaya başlamıştı, ama gidemiyordum. "Ben artık yapamıyorum!" diyemiyordum. Çünkü zamanla duygusal şiddete dönüşen vicdan sömürüsüyle çocukluğumda annemle tanışmıştım. "Sen benim her şeyimsin!"le başlayan o ağır yükün sırtımda bir kambur olmasını çaresizce seyretmiştim. Kimsenin "her şeyi" olmamam gerektiği bilgisi vardı, ama bilinci gelişmemişti. Frodo'nun yüzüğü taşıdığı gibi taşımam gerekiyordu bu yükü; taşımayı ben seçmemiştim ama taşımakla yükümlüydüm.


Artık kamburumun acısı katlanılamaz hale geldi. Sırtımdan atmam gerekiyordu ve ben makul bir insan gibi karşıma alıp "artık taşıyamıyorum" demek yerine; "başka birine aşık oldum" dedim, telefonda, birden bire. Üstelik de böyle bir şey yokken. İnanmadı, kabullenmedi, ardı arkası kesilmeyen sorular sordu. Hayali birini yarattım. Okuldan, arada bir karşılaştığım biri dedim, bir isim uydurdum, bir yüz, bir tip yarattım.

Ağlama krizleriyle geçen gecenin sonunda direncim kırıldı ve "belki de kafam karışmıştır, tanımıyorum bile. İlişkimizi böyle bir sebeple bitirmeyelim" demek zorunda kaldım ve sonrasında sırtımdaki daha da büyümüş kamburumla yeni hayatıma başladım.

Bir yıl daha sırt ağrısıyla devam ettirdiğim ilişkiyi nihayetinde bitirdim ama o gece yaptığım şey, ilişkinin geri kalanında da, bittikten sonra da kendimi hep suçlu hissettirdi bana. Bundan bir ders alabilmiş olmayı dilerdim ama hiçbir zaman ilişki bitirme konusunda makul bir insan gibi davranamadım.