top of page

Haftalık Psikoloji Bülteni'ne üye ol

Teşekkürler.

HUZURSUZ EMOŞ.jpg

Huzursuz Psikoloji Bülteni #001




İlk sayıdan merhaba! Yoğun geçen hazırlık safhasından sonra nihayet ilk sayıyla karşınızdayım. Psikolojiyle ilgili bu haftalık bülteni genişletebildiğim kadar genişletmek ve çok yönlü bir dergi çerçevesine oturtabilmeyi istiyorum. Yorucu olacağının farkındayım ama bunu yapmaktan zevk duyuyorum. Umarım siz de okurken zevk alır, bilgilenir ve içgörü kazanırsınız Huzurlu haftalar dilerim, Huzursuz Beyin Emre ÖZARSLAN


 


Bu sayıda neler bulacaksınız?

  1. Haftanın psikoloji testi: "Hangi bağlanma stiline sahipsin?"

  2. Normal İnsanlar: "Onun tecavüzcü olduğuyla aşık olduktan sonra yüzleştim."

  3. Fırından yeni çıkmış psikoloji makaleleri

  4. Haftanın animasyonu: The gift

  5. Haftanın kitabı: Bağlanma

  6. Haftanın dizisi: I know this much is true

  7. Haftanın videosu: Bir erteleme ustasının beyninin içinde

  8. Beğendiğim içerikler



 

HAFTANIN PSİKOLOJİ TESTİ "Hangi bağlanma stiline sahipsin?"





John Bowlby'nin teorisinden aldığı ilhamla yetişkinlerin bağlanma stilini ölçen bu kırk soruluk test sayesinde hangi bağlanma stiline daha yakın olduğunuzu öğrenebileceksiniz. Ayrıca detaylı sonuçlara göz gezdirmenizi de tavsiye ederim.



 

NORMAL İNSANLAR: "Onun tecavüzcü olduğuyla aşık olduktan sonra yüzleştim."





Geçen senenin son yazısı Hibristofili, katillere veya suçlulara aşık olan kadınları anlatıyordu. Bu yazıyı paylaşırken, 2021’de normal insanları yazacağımı, bu nedenle Instagram takipçilerim arasında herhangi bir katile veya tecavüzcüye tutku beslemiş birisi varsa ve bu durumun içsel dinamiklerini anlatmak istiyorsa onunla röportaj yapmak istediğimi belirtmiştim. Leyla bu mesajıma yanıt verdi. Otuzlarında, özel bir şirketin bölge yöneticisi olan Leyla, eski erkek arkadaşının tecavüzüne ve psikolojik şiddetine neden karşılık veremediğini, bütün bunlara rağmen ona nasıl aşık kalabildiğini anlatmak istedi. Bir röportaj yaptık. Kendisine yine teşekkür ediyorum. Röportajı bu bağlantıdan okuyabilirsiniz



 

FIRINDAN YENİ ÇIKMIŞ PSİKOLOJİ MAKALELERİ


1. Yeni anne olmuş kadınlar arasında tanı konmamış depresyon ve anksiyete sorunu İngiltere’deki karantina sürecinde yeni doğum yapmış 600 kadın üzerinde yapılan araştırmada depresyon özelliklerinin arttığı belirtildi. Araştırmanın ilginç yanı şu: anketler, yeni doğum yapmış kadınlardaki depresyon oranının pandemi öncesinden daha farklı olmadığını ortaya koyuluyor (% 11 – 18 arası) Ancak yapılan ileri mülakatlarda depresyonda olduklarını düşünmeyen birçok annenin depresyon belirtileri gösterdiği ortaya çıkıyor. Sadece henüz tanı konmamış. Araştırmaya göre annelerin %43’ü depresyon, %61’i anksiyete kriterleri taşıyor. Makalenin bulunduğu dergi: Journal of Psychiatric Research, Nisan 2021 (ön okuma) - Makaleye git. 2. Narsistler diğer iş arkadaşlarına göre daha hızlı CEO oluyor. İtalya’da 172 CEO’nun katıldığı araştırmaya göre dışadönüklük, kendine aşırı güvenme, özsaygı, baskınlık ve otoriterlik özelliklerinden yüksek puan alan kişiler bulundukları şirketlerde daha çabuk CEO pozisyonuna geliyorlar. Araştırmacıların açıklamalarına göre aralarındaki bağlantı o kadar hassas ki, narsisizm özelliklerindeki çok az bir yükseliş bile CEO olma ihtimalini %29 artırıyor. Makalenin bulunduğu dergi: The Leadership Quarterly, Aralık 2020 - Makaleye git 3. Çok fazla olmasa da mevsimlerin insan hormonlarını etkilediği bulgulandı. Üç buçuk milyon insanın kırk milyondan fazla kan testinin incelendiği araştırmaya göre üreme, büyüme, metabolizma ve stres adaptasyonu hormonlarımız mevsimlere göre değişiyor. Testosteron, estradiol, progesteron gibi hormonların kış sonu ve ilkbaharda diğer mevsimlere nazaran yükseliyor. (Hep iddia edilirdi ancak geniş çaplı araştırma sayesinde bulgulandı.) Orhan Veli’yi saygıyla anıyorum. Makalenin bulunduğu dergi: PNAS, Şubat, 2021 - Makaleye git 4. İki önemli “anti sosyal” özelliklere sahip insanlar grup şiddetine daha farklı yanıt veriyorlar. Polonya’da 877 öğrenci üzerinde yapılan araştırmalara göre duyarsızlık ve şefkatsizlikle bağdaştırılan zalimlik ve dürtüsellik gibi bazı antisosyal özelliklere sahip kişiler, radikal grupları ve onların şiddet eylemlerini desteklemeye daha yatkın oluyor. Araştırmayı yapan sosyal psikolog Tomasz Besta ise genellemeler için uyarıyor: "Sonuçlarımızın, bir grup adına şiddet eylemi seçen kişilerin her zaman antisosyal olduğu veya dürtüsellik gibi özellikler sergilediği anlamına gelmediğini vurgulamak isterim.” Makalenin bulunduğu dergi: Personality and Individual Differences, Ocak, 2021 - Makaleye git 5. Çiftler ayrılmadan üç ay önce farklı şekillerde konuşmaya başlıyor. Araştırmacılar Reddit – Ayrılık forumlarındaki 6803 kullanıcının bir milyondan fazla iletisini incelediler ve şunu bulguladılar; ayrılığa yelken açan insanlar sosyal medya paylaşımlarında daha fazla “Ben” ve “Biz” li cümleler kuruyorlar. Ayrıca stresleri ve bilişsel yükleri daha fazla olduğu için analitik düşünme becerileri de azalıyor ve daha sık bozuk cümle kurmaya başlıyorlar. Ayrılıktan üç ay önce başlayan bu süreç ayrıldıktan altı ay sonra normale dönüyor. Makalenin bulunduğu dergi: PNAS, Şubat, 2021 - Makaleye git


 

HAFTANIN ANİMASYONU: "The gift"





Tam da ilişkilerle ilgili bir test sunmuşken, Julio Pot'un ayrılık ve birleşme ile ilgili bu bol ödüllü animasyonunu da izlemenizi öneririm.



 

HAFTANIN KİTABI: "Bağlanma"





Her ne kadar "aşkı bulmanın ve korumanın bilimsel yolları" gibi bir yan başlığı beğenmesem ve "sırrı bulduk, size sunuyoruz" üslubunu itici bulsam da, yetişkinlerin bağlanma stilleri hakkında kapsamlı bilgi veren bu kitabı tavsiye ediyorum. Bağlanma stillerini örnek karakterler üzerinden detaylıca anlatan kitap, ayrıca her bağlanma stiline uygun tavsiyelerde de bulunuyor. Kitaptan bir alıntı: "Partnerimiz bizi güvende hissettirmekte başarısız olduğunda, o güveni sağlayana kadar girişimlerimizi sürdürmeye programlıyız ...Bağlanma prensipleri bize insanların ancak giderilmemiş ihtiyaçları kadar muhtaç olduklarını öğretir. Duygusal ihtiyaçları karşılandığında - ne kadar erken o kadar iyi- ilgi dışarıya yönelir. Bu, bağlanma literatüründe "bağımlılık paradoksu" olarak geçer. İnsanlar bir diğerine ne kadar etkin şekilde bağlanırsa, o kadar cesur ve bağımsız olurlar."



 

HAFTANIN DİZİSİ: "I know this much is true"





Wally Lamb tarafından aynı adla yazılmış romandan uyarlanan bu mini dizi serisi, psikolojik drama türünün en iyi örneklerinden biri. Dizide biri paranoid şizofren olan ikiz kardeşin hikayesini izliyoruz. İki kardeşi de canlandıran Mark Ruffalo, inanılmaz oyunculuğunu zaten geçtiğimiz hafta Emmy Ödülü'yle taçlandırdı. Ruffalo, şizofren kardeşi oynamak için otuz yıldır şizofren tanısıyla yaşayan Richard Wheaton'dan yardım almış. Psikolojik unsurlarının yanı sıra duyguları en yalın haliye yansıtan mükemmel oyunculukları nedeniyle bu mini diziyi tavsiye ediyorum. Dizinin IMDB sayfası


 


HAFTANIN VİDEOSU: "Bir erteleme ustasının beyninin içinde"





Waitbutwhy.com gibi mükemmel bir blogun yaratıcısı olan Tim Urban'ın, ertelemenin nöropsikolojik boyutunu ele alan, aşırı eğlenceli videosu. Türkçe çeviri seçeneği mevcut. "Size son bir şey göstermek istiyorum. Ben buna Hayat Takvimi diyorum. 90 yıllık bir hayatın her bir haftası için bir kutucuk. O kadar da çok kutucuk yok, özellikle de bu kutucukların çoğunu kullandığımızı düşünürsek. Bence hepimizin bu takvime uzunca ve dikkatlice bakması gerekiyor. Aslında neleri ertelediğimiz konusunda düşünmeliyiz, çünkü herkes hayatta bir şeyleri erteliyor. Anlık Haz Maymunu'nun farkında olmalıyız. Bu hepimizin yapması gereken bir şey. Takvimde pek fazla kutucuk olmadığı için de muhtemelen bunu yapmaya hemen bugün başlamalıyız. Yani... belki bugün değil ama..."



 


BEĞENDİĞİM İÇERİKLER:


1. Fazıl Say'ın Fenerbahçe gol kaçırınca Mr. Hyde'a dönüşmesi. Açıkçası benzer duruma düştüğüm için beni çok rahatlattı. Bu takım Fazıl Say gibi nazik bir sanatçıyı bile böylesine çileden çıkarıyorsa beni ne yapmaz? 2. Eren Boz'un Instagram hesabında “acınız, anlayışınızı saklayan kabuğun kırılmasıdır.” sözüyle paylaştığı ceviz illüstrasyonu 3. Tom ve Jerry'in 1949 yapımı Heavenly Puss bölümü. (Denk gelince birden bire yaşadığım büyük travmayı hatırladım. Bölümdeki "ölümün seni beklemesi" "bir büyük güç tarafından sürekli izlenme" ve "şeytan köpek" unsurları beni epey korkutmuştu ilk izlediğimde. Şimdi görünce sevindim ama.) 4. Çok sevdiğim varoluşçu dinozorun bu illustrasyonu - neye müteşekkirsin? + varlığa - hayattan nefret ettiğini sanıyordum? + kendimin değil, senin varlığına. 5. Can Yücel'in babası, Köy Enstitüleri'nin mimarı olan ve birçok klasiğin Türkçe'ye çevrilmesini sağlayan eski Kültür Bakanı Hasan Ali Yücel'le ilgili Deutche Welle'nin Tanıl Bora'yla yaptığı röportaj. 6. Doğan Gürpınar'ın twitter hesabından paylaştığı "92,94 ve 95 yıllarının en çekici, dayanılmaz erkekleri listesi." Listede Hıncal Uluç, Selahattin Duman filan var. :( 7. Selçuk Şirin ve Yankı Yazgan'ın Doğan Cüceloğlu hakkında yaptıkları söyleşi 8. Judith Liberman ile Psikiyatrist Dr. İlker Küçükparlak'ın yaptığı "Masallarda Kadın Olmak" söyleşisi 9. Lithub'dan Emily Temple'ın yaptığı iki yüz sayfanın altındaki elli klasik roman derlemesi 10. Bağlanma Kuramı ve ebeveyn şefkatinin önemini, ünlü Romanya yetimhaneleri örneğiyle anlatan Evrim Ağacı videosu


Bu hafta böyle geçti. Gelecek hafta görüşmek üzere :)

bottom of page