
Kendimizi suçlamada ve pişmanlık hissetmede rekor üstüne rekor kırdığımız dönemler olur. Bu hüküm giyme meraklısı anlayışa büründüğümüz karanlık zamanlarımızda bize benmerkezcilik ve kısıtlı bakış açısı eşlik eder. Sanki birisi narsisizm hırkasını tersten giydirmiştir bize.
Her önemli köşe noktasında hep yanlış kararlar aldığımızı hissederiz; oysa bizi mutsuz eden seçimlerimizin alternatiflerinin bizi daha mutlu edeceğine dair bilgi çoğunlukla yoktur ortada.
Belki de sorun gördüklerimizde değil, gözlüklerimizdedir.
Çünkü gözlüklerimiz kirliyse, dünyamız da kirlidir.
Böyle zamanlarda Kirkegaard gelir yardımıma.
Onun o meşhur, karanlık ve ironik “Diapsalmata’sı”
Evlenin, pişman olacaksınız; evlenmeyin, yine pişman olacaksınız; ister evlenin ister evlenmeyin, her iki şekilde de pişman olacaksınız;
evlenseniz de evlenmeseniz de pişman olacaksınız.
Dünyanın saçmalıklarına gülüp geçin, pişman olacaksınız; dünyanın saçmalıklarına ağlayın, yine pişman olacaksınız; dünyanın saçmalıklarına ister gülüp geçin ister ağlayın, her iki şekilde de pişman olacaksınız;
dünyanın saçmalıklarına gülüp geçseniz de ağlasanız da pişman olacaksınız.
Sevdiğiniz kıza inanın, pişman olacaksınız; sevdiğiniz kıza inanmayın, yine pişman olacaksınız; sevdiğiniz kıza ister inanın ister inanmayın, her iki şekilde de pişman olacaksınız;
sevdiğiniz kıza inansanız da inanmasanız da pişman olacaksınız.
Kendinizi asın, pişman olacaksınız; kendinizi asmayın, yine pişman olacaksınız; kendinizi ister asın ister asmayın, her iki şekilde de pişman olacaksınız;
kendinizi assanız da asmasanız da pişman olacaksınız.
Bu, beyler, hayat bilgeliğinin özüdür.
Yazan: Emre Özarslan (Huzursuz Beyin)
Alıntılar: Soren Kierkegaard - Ya / Ya da
Instagram: https://www.instagram.com/huzursuz.beyin/
Facebook: https://www.facebook.com/huzursuzbeyin/
Twitter: https://twitter.com/huzursuz_beyin
Comments