top of page

01. Insan Olmak

Engin Geçtan

01. Insan Olmak

Tanıtım bülteni: İlk kez yayımlandığı 1983'ten günümüze defalarca baskı yapmış ve okurla kurduğu yapıcı ilişkiyi kanıtlamış olan bu kitabında Engin Geçtan insan olmanın ikilemini şöyle anlatır: "Çağdaş toplumlar kendine özgü bir olguyu da birlikte getirmiştir. İnsan eskisinden çok daha fazla sayıda insanla, çok daha kısa süreli, daha yüzeysel ilişkiler kurma eğilimindedir. Bu, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüne benzer. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar, ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. İleri geri hareket ederes sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar."

1. Bu kitapla ilgili en çok sevdiğiniz şey ne oldu?

Yazarın, insanlardan korku, öfke ve düşmanlık, değersizlik duygusu, sorumluluktan kaçış, yalnızlık, yaşam ve ölüm gibi ciddi ve açıklanması zor konuları duru bir dille yüz seksen sayfada açıklayabilmesi. Tam bir başucu kitabı, keşke daha erken okusaydım.

2. Bu kitapla ilgili en az sevdiğiniz şey ne oldu?

Diğer psikoterapistlerin ve eserlerinin adı geçmiyor, dolayısıyla kitap bizi başka kitapları okumaya teşvik etmiyor.


3. Sizi en çok etkileyen cümle hangisiydi, neden?

“...İnsan yetişkin yaşamında ana-babasının kusurlarının izlerini tanışa bile bundan ötürü onları suçlamak kendisini de suçlu hissetmesine neden olur. Bu, yetişkin bir varlık olarak insanın kendi varoluş sorumluluğunu üstlenememiş olmasının suçluluğudur. Ana-babalarımızdan alacaklı olduğumuz bir gerçek de olsa, geçmiş yeniden yaşanamaz. Bazı insanların daha elverişli koşullarda yetişmiş olmasının yarattığı eşitsizliğe isyan etmek de bizi kendi sorumluluklarımızı görmekten alıkoyabilir. Üstelik ana-babalarına öfkelerini sürdüren insanlar onlara karşı duydukları korkuyu da sürdürürler.”

Birçok psikoloji - kişisel gelişim kitabının kişinin üstündeki sorumluluğu onlardan alarak kısa süreli rahatlık hissi verdiği bir dönemde böyle adil ve makul hatırlatmaların önemli olduğunu düşünüyorum.

4. Sizi en çok etkileyen bölüm hangisiydi, neden?

“Öfke ve düşmanlık” bölümünden çok etkilendim. Geçtan, bazı kişilere karşı içimizde hissettiğimiz derin düşmanlık eğilimlerin farkında olamadığımızı, bunu ya başkalarına, ya kendimize, ya da bütün dünyaya nasıl yansıtabildiğimizi detaylı bir şekilde açıklıyor. Bana Karen Horney’in Çağımızın Nevrotik Kişiliği’ni hatırlattı.

5. Kitabı tek cümlede nasıl özetlerdiniz?

Aslında ilk soruda özetledim: Açıklanması zor konuları duru bir dille yüz seksen sayfada açıklayabilen, psikoloji konusunda tam bir başucu kitabı.

6. Kitabın anlattığı konu hakkında daha önceden bilginiz var mıydı?

Kitap yalnızlık, kaygı, değersizlik gibi konuları kapsayan on iki bölümden oluşuyor ve her bölüm hakkında da önceden bilgim vardı.


7. Kitap konu hakkında daha fazla araştırma yapmanız için sizi teşvik etti mi?

Evet. Kitabın basıldığı tarih nörobilimin emeklediği dönemlerdi. Geçtan da neden - sonuç ilişkilerini beyin çalışmalarından değil, daha çok psikanaliz yöntemler aracılığıyla kuruyor. Bugün insanlardan korku, öfke ve düşmanlık, nevrotik kısır döngü gibi durumların beynimizde nasıl oluştuğu konusunda daha çok bilgimiz var.

8. Kitabın size en büyük katkısı ne oldu?

Zor konuları zihnimde kavramlaştırma konusunda çok yardımcı oldu.

9. Yazarın üslubu hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce artıları ve eksileri neler?

Geçtan’ın üslubu kendisini rahat okutuyor. Dönemin hakim yazım dilinin etkisinde kalmış, direkt örnekler vermek yerine “bazı insanlar, çoğu ebeveyn, bir diğer grup insan…” gibi soyut örnekler kullanmış.

10. Yazarın üslubunu benzettiğiniz bir başka yazar var mı?

Üslup olarak Karen Horney’e benzettim ama Horney’in cümleleri, belki de çeviri olması nedeniyle daha karışık geliyor.

11. Bu yazardan başka bir kitap okumak ister miydiniz?

Yazarın beş kitabını daha okudum. Hepsi çok rahat okunuyordu. Üstelik Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar gibi karmaşık konuları anlatan ders kitabı niteliğindeki kitabı bile diğer yazarlara göre çok daha okunabilir. Bunun en önemli nedeni kısa ve basit cümleler kurabilme başarısı ki akademisyenlerimizde ve uzmanlarımızda pek rastlanmaz.


12. Bu kitabı kimlere tavsiye edersiniz?

Herkese. Özellikle de psikoloji ve kurgu dışı kitap okuma alışkanlığı olmayan ama okumak isteyen kişilere tavsiye ederim.

13. Kitapla uyumlu olduğunu düşündüğünüz başka kitaplar var mı? Varsa hangileri?

Konu ve üslup bakımından Karen Horney - İçsel Çatışmalarımız, kapsadığı konular bakımından Irvin Yalom - Varoluşçu Psikoterapi ve kırılganlık konusunda biraz daha etkileyici bir anlatım için Eugenio Borgna’nın “Şu Bizim Kırılganlığımız.”

14. Eğer kitabın ismini siz seçecek olsaydınız, nasıl bir isim seçerdiniz?

Kitabı okurken, “evet İnsan Olmak güzel isimmiş” dedim ama kitabı satın almadan önce hiçbir şey çağrıştırmamıştı. “İnsan Olmanın Zorlukları” veya bu zorluklardan birkaçını sıralayan “kaygı, değersizlik ve diğerleri…” gibi bir alt başlık faydalı olurdu.

15. Kitabın diğer özellikleri hakkında ne düşündünüz? (Kapak tasarımı, harf büyüklüğü, çevirisi vs…)

Okunması rahat, bölüm uzunlukları tadındaydı. Geçtan, diğer eserlerden bahsetmediği için hiç dipnot yok, ki bence bu bir eksiklik. Son sayfada başlıkların olduğu bir indeks de güzel olurdu.

bottom of page