top of page
amir levine - bağlanma.jpg

Bağlanma

- Amir Levine, Rachel Heller -

Tek cümlelik özet: İlişkilerde bağlanma stillerini anlamaya yönelik bilimsel ve pratik bir rehber.
Tür/Kategori: Psikoloji / İlişkiler
Okunma kolaylığı: Akıcı
Netlik ve Anlaşılabilirlik: Sade ve bilimsel

Bağlanma, ilişkilerimizin gizemli dünyasını anlamamıza yardımcı olan bilimsel bir rehberdir. Amir Levine ve Rachel Heller, bağlanma teorisini günlük hayatımıza uyarlayarak, romantik ilişkilerimizin dinamiklerini anlamamızı kolaylaştırıyor. Kitap, bağlanma stillerimizi tanımak, daha sağlıklı ilişkiler kurmak ve duygusal ihtiyaçlarımızı keşfetmek için pratik bir yol haritası sunuyor. 

🔎 Yazar Hakkında: 

Amir Levine, psikiyatrist, nörobilimci ve New York Columbia Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. İnsan ilişkileri ve bağlanma üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınır. Özellikle nörobilim ve bağlanma teorisini birleştirerek, ilişki dinamiklerini daha iyi anlamamıza olanak sağlayan bir yaklaşım geliştirmiştir. Bağlanma kitabı, Levine’in bilimsel birikimini herkesin anlayabileceği bir dile dönüştürdüğü önemli bir eser olarak öne çıkar.

 

💎 Bu Kitabı Okuduğumuzda Neler Öğreniriz?

 Bağlanma stilleri (güvenli, kaygılı ve kaçıngan) ile kendi duygusal dünyamızı nasıl daha iyi tanıyabileceğimizi anlarız.

 

✔ Romantik ilişkilerdeki çatışmaların çoğunun, bağlanma - ihtiyaçlarımızdan kaynaklandığını öğreniriz.

✔ Partnerimizin bağlanma stilini anlayarak, onun ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermeyi görürüz.

 

✔ Duygusal ihtiyaçlarımızı ifade etmenin, ilişkilerimizi nasıl güçlendirebileceğini öğreniriz.

✔ Sağlıklı bir ilişki için güvenli bağlanmanın önemini ve bunu nasıl geliştirebileceğimizi anlarız.

✔ Bağlanma teorisinin, yalnızca romantik ilişkilerde değil, arkadaşlık ve aile bağlarında da nasıl bir yol gösterici olduğunu görürüz.

✔ Yanlış partner seçimlerinden kaçınmak ve uzun vadede daha tatmin edici ilişkiler kurmanın yollarını öğreniriz.



✍ Altını çizdiklerim:

 

Günümüzde yetişkin bağlanmasının çeşitli etkenlerin etkisi altında kaldığını ve bunlardan yalnızca birinin, ebeveynlerin bize bakma biçimi olduğunu biliyoruz. Genlerimizin ve yaşam deneyimlerimizin de dahil olduğu diğer etkenlerin de rolü var.

Kaçınganların kendilerini güçlü ve bağımsız gördüklerine dair savunmacı öz-algıları, diğerleri onları rahat hissettiklerinden daha fazla bir yakınlığa çekmek istediğinde doğrulanır. Kaygılı tiplerin de partnerlerinin verebileceğinden daha fazla yakınlık istediklerine dair algıları, önem verdikleri birileri tarafından hayal kırıklığına uğrama beklentileri gerçekleştiğinde doğrulanır. Yani böylece her bağlanma stili aşina olduğu senaryoyu tekrarlar.

Kaygılı bağlanma stiline sahip insanların beyni kayıp düşüncesine daha güçlü tepkiler verir ve aynı zamanda olumsuz duyguları düzenlemekte kullanılan bölgeler daha az aktiftir. Yani kaygılı bağlanma stiline sahipseniz, bağlanma sisteminizin bir kere hareket geçmesinin ardından onu “kapamak” için çok daha fazla zorlanırsınız.

Kaygılı bağlanan biriyseniz, güvenli bağlanan biriyle tanıştığınızda, tam da kaçıngan biriyle tanıştığınızda olanların tersi gerçekleşir. Güvenli birinden gelen mesajlar dürüst, doğrudan ve tutarlıdır. Güvenliler yakınlıktan korkmaz ve sevgiye değer olduklarını bilirler. Kaçak güreşmez ve zor insanı oynamazlar. Muğlak mesajlar, gerilim ve şüphe yoktur. Nihayetinde bağlanma sisteminiz nispeten sakin kalır. Fakat harekete geçmiş bir bağlanma sistemini sevgiyle bir tutmaya alışık olduğunuz için, tanıştığınız kişinin “doğru kişi” olmadığı sonucuna varırsınız, çünkü alarm çalmaz. 

🌸 Okuduktan sonra beş soru:

 

1. Aşkı biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleriyle nasıl değerlendiriyorsun?

 

2. Kitapta anlatılan kavramlar, aşka dair fikirlerini değiştirdi mi?

 

3. Kendi aşk hikayene bu bilgiler ışığında nasıl bakıyorsun?

 

4. Aşkta tutku, bağlılık ve samimiyet dengesi nasıl sağlanır?

 

5. Aşkın sürdürülebilirliği hakkında neler öğrendin?

bottom of page