Dünyanın en önemli davranışsal ekonomi uzmanlarından biri olan ve hayranları olarak artık nobel kazanmasını beklediğimiz Dan Ariely, her hafta Wall Street Journal’da kendisine yöneltilmiş “mantıkla” ilgili soruları yanıtlıyor. Geçtiğimiz hafta bir okuyucusu ona şöyle bir soru sordu:
"Her allahın günü şirketteki biri şikayetçi olduğu ufak bir konu hakkında bütün çalışanlara email atıyor. Yok birisi buzdolabından başkasının yemeğini almış, bir diğeri kahveyi bitirmiş ama suyu ısıtmamış. Sinirlerim bozuluyor, insanların daha az şikayetçi olmasını sağlamanın bir yolu var mı?"
Her ne kadar okuyucunun dileği haklı gibi görünse de, değiştirmek istediğimiz insan sayısı arttıkça dileğimizin gerçekleşme olasılığı da zayıflar. Üzerinde etkimizin hiç olmadığı veya sınırlı olduğu yüzlerce değişken oyuna dahil olur ve mücadele ettiğimiz konuda beklediğimiz değişimleri görememek psikolojimizi olumksuz etkiler, oyundan düşeriz, insanlardan nefret ederiz; onların yaptığı sıradan eylemlerin bile bize rağmen veya bize inat yapıldığını düşünürüz.
Dan Ariely de basit gibi görünen bu dileğin gerçekleşmesinin çok zor, insanın kendi tutumunu değiştirmesinin ise daha kolay bir yol olduğundan bahsediyor cevabında ve bir pratik öneriyor:
Her pazartesi, önündeki hafta için kaç farklı şikayet duyacağını tahmin etmeye çalış. Haftanın sonunda tahminlerin doğruysa kendini küçük bir ödülle şımart. Bu sayede okuduğun şikayetleri sinir bozucu durumlar olarak değil de, bir ödül kazanma yolu olarak görebilirsin.
Kulağa çocuk oyunu gibi gelse de, aslında insanın hangi durumlarda daha az kontrolü olduğunu fark edebilmesi açısından güzel bir pratik.
Bu yüzden, bu güzel pazartesi gününde ben de üzerinde pek etkimin olmadığı halde sinir bozukluğu hissettiğim durumlara dair 6 maçlık bir kupon yaptım. Birisi bile tutarsa kendimi yemekle ödüllendireceğim.
- Müşterilerden günlük ortalama 5 revize isteği gelecek.
- 6 kere aslında berbat olduğunu düşündüğüm bir fikri onaylamak zorunda kalacağım.
- Bodrum'da elektrikler 3 kere kesilecek.
- Yağış nedeniyle 2 gün öğle yürüyüşümü yapamayacağım.
- 2 kez “bizim şirketin / ofisin sosyal medyasını patronun kuzeni / eşi yapıyor” cümlesini duyacağım.
- 3 kez sahiplenmediğim bir ideolojiyi savunduğum gerekçesiyle suçlanacağım.
Bu yöntem, Amerikalı ilahiyatçı Reinhold Niebuhr'un, ülkemizin sınırlarından Facebook aracılığıyla "Hitit Duası" olarak değiştirilip sokulduğu Huzur Duası'ndaki ünlü dileğini hatırlatıyor:
Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ver.
Tek fark, bu aklı başka bir yerden beklemek yerine, böyle küçük pratiklerle kendimiz edinmeye çalışıyoruz işte.
Yazan: Emre Özarslan (Huzursuz Beyin)
Alıntılar: Dan Ariely - Ask Ariely Wall Street Journal
Reinhold Niebuhr - Serenity Prayer
Comments
<