Metropoll Araştırma Şirketi, dün “Türkiye’de Aşk Raporu’nu” yayımladı. Raporun başına “Türkiye, gerçek aşka inanıyor, ilk görüşte aşka ise mesafeli” ara başlığını seçmişler ama gerçek aşka inananların oranı yüzde 50, inanmayanların yüzde 45. Yani öyle genel bir kabul yok; eğitim seviyesi yükseldikçe aşka olan inanç da yükseliyor.
Araştırmada sorulan “bekar ve evli olsa bile çocuğu olmayan kişilerden daha fazla vergi alınması gerektiğine dair görüşe katılıyor musunuz” sorusuna verilen yüzde 80 oranındaki hayır cevabı biraz rahatlatıcı olsa da, her 5 kişiden 1’nin bunu kabul etmesi de pek hayra alamet değil.
Ama bu yazının amacı anketteki başka bir cevapla ilgili. Araştırmaya göre insanların yüzde 49'u görücü usulü ve aile aracılığıyla evlenirken / sevgili olurken, yüzde 22'si arkadaş çevresi aracılığıyla evlenmiş / sevgili olmuş. (Sosyal medya yüzde 2'de kalmış.)
Bu da bize, Tinder çağında olsak bile kadim bir meslek olan "aracıların" tarihsel önemini hala koruduğunu gösteriyor.
Bir kişiye hakkımızda bilgiler vererek ilişkiye başlamasına önayak olan bu kişilerin seçimi elbette her zaman ciddi bir sorundu. Bin yıl önce Kurtubalı alim İbn Hazm, "Güvercin Gerdanlığı" eserinde şöyle yazmıştır:
Aracı büyük bir özenle seçilmeli, en iyiler ve en becerikliler arasında araştırılıp bulunmalıdır. Aracı seçmek insan aklına delildir. Yaşaması da, ölümü de, onurunu koruması ya da bir skandalla şerefini beş paralık etmesi Allah’tan sonra onun elindedir.
Demek ki seçilecek aracının, görevini yerine getirmeye ehil, kurnaz, basit bir işaretle hemen her şeyi anlayan, anında gizliyi açığa çıkarmasını bilen ve durumu kendiliğinden güzelleştiren, kendisini oraya gönderenin yerine geçerek onun unutulmamasını sağlayan ve gördüğü her şeyi eksiksiz ve kusursuz tekrar ona ulaştırıp anlatan birisi olmalıdır. Sır saklayan, ölçülü, ağzı sıkı, sadık, ahdine vefalı, alçakgönüllü ve güzel sözlü olmalıdır.
Görüldüğü gibi İbn Hazm, aracının önemine değinirken sanki biraz Kariyer.net'te asgari ücretle hem grafiker, hem çaycı, hem sekreter hem de özel şöför arayan kurumsal şirketler gibi davranmış. Gerçi kendisi de mükemmel aracıyı bulmanın imkansız olduğunu fark ettiği için, şöyle de not düşmüş:
Bu niteliklere sahip olmayan aracı, bu niteliklerin eksikliği oranında sahibine zarar verir.
Derin incelemesine devam eden İbn Hazm, bu kişilerin hangi meslekten olabileceğine de değinmiş:
Kadın doktorlar, kan alıcılar, bohçacılar, tellallar, berberler, ölümlerde ağlayan kadınlar, şarkıcılar, falcılar, öğrenciler, hizmetçiler, örgücüler, dokumacılar gibi meslekleri ve sanatları gereği insanlara kolayca yaklaşabilme olanağına sahip kadınlar kullanılabilir.
Bu nitelikteki kadınlar, yanına yanaşılmazın yanına yanaşırlar; en zor ikna olanları kolayca kandırırlar, en uzakları yakınlaştırırlar, kabaları uysallaştırırlar.
İbn Hazm'dan bin yıl önce yaşamış Roma İmparatorluğu'nun büyük ve bahtsız şairlerinden Ovidius ise, Ars Amatoria - Aşk Sanatı kitabında aracı seçiminde asıl odaklanmamız gereken kişinin, kadının en yakın sırdaşı, yani hizmetçisi olduğunu söyler:
Ama dikkat et, hizmetçisini tanı ilkin gönül verdiğin kızın:
Onun sayesinde daha kolay yanaşırsın.
Öğren bakalım, hanımının en yakın sırdaşı mı,
Güvenilir bilgi sahibi mi epeyce, üstü örtülü şakalarının.
Ayart onu vaatlerinle, ricalarda bulunarak ayart onu:
İsterse, kolayca elde edeceksin dilediğin şeyi.
Ancak sevgili olmak istediğimiz kadının hayatında bir başkası varsa, o zaman sinsi ajanımızla birlikte uygun zamanı beklemeliyiz. Ovidius'a göre bu an, rakibimizin, sevdiğimiz kadının canını yaktığı andır:
Bir de, rakibin tarafından incinip acı çektiğinde, dene bakalım
İntikamını aldırtmadan bırakma, bunu iş edin kendine.
Hizmetçisi, sabahleyin, saçını tararken hanımının
Öfkesini körüklesin, yüklensin yelkenine, küreğine,
Fısıl fısıl söylensin kendi kendine, iç çeksin:
“Ah sanırım adamın sana yaptığını, sen o adama yapamayacaksın.”
Sonra hemen senden bahsetsin, ikna olacağı şeyler söylesin,
Aşkından deliye döndüğüne yeminler etsin.
Ancak elimizi çabuk tutmamız gerektiğini de bize hatırlatır: Sen de elini çabuk tut, yelkenler inip suya rüzgarlar kesilmesin, çünkü buz gibi kırılgandır kadının öfkesi, eriyip gider zamanla.
Peki ya, bütün bu süreç boyunca yanımızda duran aracıya karşı şehvet beslemeye başlamışsak? İbn Hazm veya Ahmed Gazali gibi romantik alimlerin dünyasında bunun yeri yoktur, ama Ovidius biraz daha gerçekçidir:
Ama olur ya, mektuplarını getirip götürürken,
Endamını beğenirsen, coşkusu kadar,
Yine de sen önce hanımını elde etmeye bak, sonra sırdaşını
Bir hizmetçiye kur yaparak aşka başlama.