top of page

Haftalık Psikoloji Bülteni'ne üye ol

Teşekkürler.

HUZURSUZ EMOŞ.jpg

Aşağıya bakmamak hakkında yedi kısa yazı




1. İnsanlık Onuru


"Atalarımın dinini asla inkar etmedim... hatta kendime Kilise'nin gözünde inançlı bir insan olarak kabul görüp görmediğimi bile sormuyorum, benim gözümde inançlı bir insan, sadece bazı değerlere inanan kişidir - ve ben bunları tek bir değerde özetlerdim: insanoğlunun onuru. Gerisi mitoloji ya da umutlardan başka bir şey değil." der Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler’de.


Ioanna Kuçuradi ise bize sorumluluk yükler; "İnsanlık onuru sizin başınıza gelene değil, başkasının başına gelen 'bir şey'e karşı sizin nasıl tavır aldığınızdır."


Herkesin alnına dövmelemek isterdim bu sözleri.





2. Cımbızlama Safsatası


Despotlar, muhalifleri sindirmek istediklerinde empati kurulmasını önlemek için onları nesnelere dönüştürürler. Bunun için cımbızlama safsatasına başvururlar. Grup içindeki en kötü örneği bütüne yayarlar. Bulamazlarsa da uydururlar.


Örneğin Filistin’de bir eylemci bir sivili öldürdüğünde Netanyahu bağırır "Onlar sivillerimizi öldürüyor." Artık barışçıl yolla bile bağımsızlık isteyen her Filistinli teröristtir.


Daha önce benzerlerini Gezi'de yaşadık: "onlar camiye ayakkabıyla girdiler, Kabataş'ta başörtülü bacımızı tekmelediler." Çok tehlikelidir. Tarihte sonu soykırımlara gitmiştir.





3. Boğaziçi'ndeki Cımbızlama


Boğaziçi’nde olan: Kayyumu protesto eden binlerce Boğaziçi öğrencisi arasından bazısı bir sanat sergisi açtılar ve bu sergide müslümanları inciten bir eser sergilediler. Boğaziçi'ndeki müslüman öğrencilerin bir bildiri yayımlayarak “eser bizim için kırıcı ve incitici, ancak bu konuyu kendi aramızda hoşgörüyle ve iletişimle çözmeliyiz.” dedikleri olayı iktidar, valisiyle, bakanıyla bütün göstericileri nesnlelere dönüştürmek için kullandı: “onlar dinimize hakaret eden sapkın LGBT'liler."


Ama bu silahı o kadar çok kullandılar ki, inanmaya hazır olanlar ve muhalefet dışında pek işe yaramadı.





4. Zavallı Muhalefet


La Fontaine'in bir fablında kurt, dere kenarındaki kuzuyu yemek için bahane yaratıp, neden içtiği suyu kirlettiğini sorar, ama kuzu suyun onun tarafından aktığını açıklar. Bunun üzerine geçen sene neden annesine küfrettiğini sorar ama kuzu bu sene doğduğunu söyler. O zaman abisi küfretmiştir? Oysa kuzunun hiç abisi yoktur. En sonunda sıkılır kurt, "sen bana yalancı mı diyorsun" der ve yer kuzuyu.


Kıssadan hisse: İnsan güçlüyse, kutsalla alay etmiş kişiyi başkonsolos yapar, alay etmemiş kişiyi ise hapse tıkar. Senin muhalefet olarak görevin her ithama yanıt vermek değil, insan haklarını ve onurunu korumak.